29 Kasım 2016

BOYNUMUZ BÜKÜK, AKLIMIZ HAVADA

Uzun bir aranın ardından herkese merhaba. 4 ayı aşkın bir süreden sonra ancak bilgisayar başına oturabiliyorum. Daha önce yazabilir miydim? Evet, ancak ısmarlama ve acele bir yazı olurdu. Yazamadığım süre boyunca "Yeni yazı nerede?" diye soran sevgili takipçilerime verdikleri motivasyon için de ayrıca teşekkür ederim. Seyrüsefer uçuşları, ATPL dersleri derken uzun bir evreyi devirdik. Bu süreçte de, konsantre olup yazacak modda hissetmedim kendimi.  Ama tek suçlu da ben değilim;


"Neden boynunuz bükük?" diyecek olursanız şu an neremiz doğru ki? Tablet ve pc başında ders çalışmaktan iki büklüm olduk. Aklımız havada çünkü uçmayı özledik.

Evet, en son nerede kalmıştık? Temmuz ayının ortasında ülkemizde yaşanan üzücü olaylardan dolayı VFR uçuşların yasaklanması sebebiyle seyrüsefer uçuşlarımıza 1 aylık bir ara verip yer derslerine geçmiştik. Bu 1 aylık süreçte Aircraft General Knowledge ve Meteorology derslerini aldık. Bu iki ders ATPL derslerinin en ağır konularından. Hem içerikleri hem de ATPL sınavındaki soru sayıları sebebiyle. AGK dersinde yaklaşık 900, meteoroloji dersinde yaklaşık 1400 soru var. ATPL aşaması ile ilgili de sizden çok sorular geliyor. Bu konuyla ilgili ayrıntılardan bir sonraki yazımda bahsedeceğim. Merak etmeyin bu sefer arayı çok uzatmayı düşünmüyorum.

Aldığımız 2 dersin ardından VFR uçuşlar açıldıktan sonra tekrar seyrüsefer uçuşlarına başladık ve saatlerimizi doldurduk. 

Seyrüsefer uçuşlarından bahsetmek gerekirse; havacılık kariyerindeki ilk lisansınız PPL yani Private Pilot Licence için, (daha önceki yazılarımda bahsettiğim 36 saatlik başlangıç safhası temel uçuş hareketlerinin akabinde) 5 saat Dual XC yani hocalı seyrüsefer, 39 saat PIC yani Pilot in Command olarak toplamda 44 saat seyrüsefer uçuşu yapmanız gerekiyor. 5 saatlik ilk hocalı seyrüsefer uçuşlarında hocanız sizi yeterli gördüğünde size "Yalnız seyrüsefer yapabilir" onayı veriyor. Bu 39 saatlik süre yine hocalı uçuşlar da olabiliyor anca hocanız size hiç karışmıyor. Tabi ki bu işin en güzeli yalnız uçmak çünkü kariyeriniz boyunca bir daha yalnız uçma şansınız olmayacak. Eğer hususi olarak gidip keyif amaçlı bir Cessna kiralarsanız o zaman başka. Ki ben bunu ileride düşünüyorum.

Seyrüsefer uçuşlarında ister başka limanlara gidip iniş yapıyorsunuz, ya da herhangi bir limana iniş yapmadan geziyorsunuz. Ben bu süreçte Isparta, Denizli, Uşak ve Çanakkale havalimanlarına iniş gerçekleştirdim. Bundan ayrı olarak Çeşme, Bodrum, Gökova, Marmaris, Datça, Edremit, Ayvalık bölgelerine uçuş yaptım. Beni en çok etkileyen Datça rotasıydı. Eşsiz güzellikteki koyların üzerinden uçmak oldukça etkileyiciydi.

Datça/MUĞLA

Seyrüsefer uçuşlarında bir de 300 mil görevi var. Bu görevde adından da anlaşılacağı gibi yalnız olarak 300 mil yapmanız gerekiyor ve görev içinde iki alana full stop yani tam duruş yapmak zorundasınız. Ben 300 mil görevimde Çardak/DENİZLİ ve Süleyman Demirel/ISPARTA alanlarında tam duruş yaptım. Isparta'da çaylar benden hesabı mola verip dinlendim. Çünkü bu görev nereden baksanız en az 4 saatinizi alıyor.

Aslında Bodrum ve Dalaman havalimanlarına gitmek isterdim ancak yaz sezonu bu iki alan uçuş yoğunluğu nedeni ile eğitim uçuşlarına kapalı oluyor. Bu bölgelerde sadece havalimanlarına ortalama 20 milden öte yaklaşmadan uçuş yapabiliyorsunuz. Ümidim IR uçuşlarında (aletli uçuş) bu alanlara da inmek.

Seyrüsefer uçuşlarımızı tamamladıktan sonra toplam 5 saatlik gece uçuşlarımızı gerçekleştirdik. Bu süreçte de 4 saat hocalı şekilde uçuyorsunuz, gece uçuşu için yetki aldıktan sonra da 1 saat solo yani yalnız olarak gece uçuşu yapıyorsunuz. Aydın şehrini gece yukardan ışıl ışıl gören manzara oldukça keyifliydi.

Gece uçuşu son kontroller

Aydın Gece Manzarası

Ancak şu da vardı ki, beklentimiz aslında aşağıdaki şekildeydi;



Ancak bu şekilde oldu;



Geçe uçuşlarında önemli olan bir nokta; pist ışıklarını renklerinden tanımak, yaklaşma, pist kenar, pist merkez, pist sonu, taksi yolu ve papi ışıkları gibi.

Pist ışıkları

Örneğin, PAPI yani Precision Approach Path Indicator (hassas yaklaşma) ışıkları uçağın doğru süzülüş hattında olup olmadığını gösteriyor. Diğer bir deyişle son yaklaşmada olması gerekenden alçakta mısınız yüksekte misiniz bunu belirtiyor. Yan yana genelde 4 adet olan bu ışıklar doğru hatta iseniz 2 kırmızı 2 beyaz, biraz yüksekseniz 3 beyaz 1 kırmızı, çok yüksekseniz 4 beyaz, biraz alçaksanız 3 kırmızı 1 beyaz, çok alçaksanız 4 kırmızı şeklinde yanıyor.

Özetle;
  • White on white - Check your height
  • Red on white - You're allright
  • Red on red- You are dead
PAPI ışıkları tanımı

Benim açımdan bugüne kadar ki uçuş safhamızın en keyifli anları yalnız başıma yaptığım seyrüsefer uçuşlarıydı. 2-3 saat boyunca gökyüzünde yalnız başınıza olmak, kendi çizdiğiniz rotayla istediğiniz yere gitmek, o aleti tek başınıza uçurmak, özetle yukarıdaki özgürlük tarif edilmez duygular içeriyordu. Burayı okuyorsanız büyük ihtimalle bu süreçtesiniz veya girmeyi düşünüyorsunuz. Umarım size de kısmet olur.

Seyrüsefer uçuşlarımızı da tamamladıktan sonra 68. Filo olarak değerli yöneticilerimize, bizi hayallerimize kavuşturan uçuş hocalarımıza, emniyetle uçmamızı sağlayan teknik ekibimize, ilk yalnız uçuşumuz sonrası bizi ıslatan itfaiye ekibimize, yerde ve havada bizi güvenle yönlendiren kule ekibimize ve akademideki diğer filo arkadaşlarımıza ufak bir kokteyl verdik.





Böylece Initial Phase yani başlangıç safhası uçuşlarımızı bitirdik ve ATPL derslerimize kaldığımız yerden devam etmeye başladık. Şu ana kadar 7 ders verdim. Kaldı 7 ders. Yani yarıladık diyebilirim.

Bu ay içerisinde 10 Kasım'da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ü vefatının 78. yılında özlem ve minnetle andık. Hangar'da gerçekleştirdiğimiz törende bir konuşma yaptım.



Daha önce de bahsettiğim üzere ATPL dersleri hakkında da bir yazı yazacağım. Ayrıca buraya geliş süreci için kişisel tavsiyelerimi içeren "Ben olsam..." yazı dizisinin 3. yazısı yani DLR 2 ve mülakat aşaması da aklımda. Bu konuda çok talep geliyor. En kısa sürede yazmaya çalışacağım. Dersler açısından artık rahatladım sayılır. Bundan dolayı daha sık yazacağımı düşünüyorum.

Blog'umun ziyaretçi sayısı 15 bini aştı. İlgi ve alakanız için teşekkürler. Eğer süreçteki arkadaşlarıma naçizane ufak bir faydam oluyorsa ne mutlu bana.

Görüşmek üzere.